Ani Harabeleri Efsanesi
Ani Harabelerinin bir de efsanesi bulunuyor. Ani kenti bir gün Kıllı Orhan adlı bir kralın eline geçer. Kıllı Orhan zalimliği ile bilinir. Küçücük bir sebepten ortalığı yakıp yıktığı için Ani’nin harabeye dönüştüğü söylenir. Rivayete göre kral, kentte evlenen her gelini ailesinin ilk önce kendisine getirmesini emreder. Kral gelinle bir gece geçirdikten sonra evleneceği kişiye verilir. Bu yasa insanları dehşete düşürdüğünden kimse evlenmemeye başlar. Fakat bir gün şehrin ileri gelenlerinden yaşlı bir adam, oğlunun mürüvvetini görmeyi çok ister. Bu yüzden kralın haberi olmadan oğlunu küçük bir törenle evlendirebileceğini düşünür. Gelin de bulunduktan sonra her şey hazırlanır ve tören kurulur. Fakat kral bir şekilde durumu öğrenir ve gelinin önce kendisine getirileceğini düşünür. Zaman geçmesine rağmen gelinin ailesi tarafından kendisine getirilmediğini görünce sinirlenir. Bunun üzerine damadın babasını yanına getirtir. Adam özür diler ve gelin için tüm mal varlığını vereceğini söyler. Kıllı Orhan ise ikna olmaz. Yaşlı adamın meydanda asılmasına hükmeder. Adamcağız idam edilecekken “Ey Ani, bu zulüm ile yaşayacaksan bat, yıkıl” diye haykırır ve kent bir anda harabeye döner.
Ani Harabeleri Nerededir?
Ani Harabeleri, Türkiye Cumhuriyeti’nin Doğu Anadolu Bölgesi’nin kuzey doğusunda bulunan Kars ilinin güneydoğusunda, şehir merkezine 42 kilometre mesafede yer almaktadır. Ören yeri, Türkiye-Ermenistan sınırını oluşturan Arpaçay Irmağı boyunda konumlanmaktadır.
Kars Ani Harabeleri’ne Nasıl Gidilir?
Kars Ani Harabeleri kaç kilometre diye soracak olursanız, ören yerinin şehrin merkezine yaklaşık 45 kilometre mesafede bulunduğunu söyleyebiliriz. Direkt olarak Ani Harabeleri’ne bir toplu ulaşım bulunmadığını hatırlatmakta fayda var.
Dolmuş: Kars merkezden hareket eden ve Ani Harabeleri’nin yakınındaki köyden geçen dolmuşlara binerek ören yerine gidebilirsiniz. Dönüş yolculuğunda ise dolmuş alternatifi bulamayacak olursanız köydeki taksi duraklarından faydalanabilirsiniz.
Uçak: Kars Ani Harabeleri’ne farklı bir şehirden gitmek isterseniz bazı şehirlerden Kars’a uçak seferleri yapıldığını söyleyebiliriz. Harabelere gitmek için merkezden araç kiralayabilir ya da dolmuşları tercih edebilirsiniz.
Otobüs: Kars’a seferleri bulunan şehirlerarası otobüs firmaları ile Kars’a gidebilirsiniz.
Otomobil: Şahsi aracınızla Ani harabelerine gitmek en kolay alternatif olarak karşınıza çıkıyor. Navigasyon desteği ile Ani ilçesine gidip harabelere ulaşabilirsiniz. Yol tabelaları sizi yönlendirecektir. Merkeze toplu ulaşımla gittikten sonra Kars’tan araç da kiralayabilirsiniz.
Ani Harabeleri Giriş Ücreti Ne Kadar 2020
Giriş Ücreti: 40 TL
Ani Harabeleri’nde Müze Kart Geçerli mi ?
Ani Harabeleri’nde müze kart geçerlidir.
Bir yıl boyunca Müzekart ile 2 kez, Müzekart+ ile ise sınırsız ziyaret edebilirsiniz.
Ani Harabeleri’ndeki Eserler
Çok kültürlü ticari bir kent olan Ani’de Orta Çağ mimarisi ve farklı dinlere ait yapılar ve farklı uygarlıklara ait sivil mimari göze çarpmaktadır.
Ani Harabeleri’nde yer alan yapılar arasında; İpek Yolu Köprüsü, Tigran Honents Kilisesi, Aziz Prkich (Halaskar) Kilisesi, Kral Gagik Kilisesi, Çoban Kiliesi (Hovui Ekeghetsi), Aslanlı Kapı, Ateş Tapınağı, Küçük Hamam, Yıkık Minare ve Ebu’l Muammeran Camii, Selçuklu Kervansarayı, Ebu’l Menuçehr Camii, Mağaralar ve Büyük Hamam sayılabilir. Yapılar arasında daha birçok kutsal mimari yer almaktadır.
Tigran Honents (Resimli) Kilisesi
Antik Kent’in Kuzeydoğusunda Arpaçay’a bakan tepede, Gürcülerin Ani’ye hakim olduğu dönemde, Ani’li zengin tüccar Tigran Honents tarafından 1215 yılında inşa edilmiştir. Kilisenin dış cephesindeki rölyef hayvan figürleri ve iç mekanda Hz. İsa’nın ve Ermenilere Hristiyanlığı getiren Aziz Gregory/Krikor Lusavoriç’in hayatından sahneler sunan freskler gerçekten de görülmeye değerdir.
Genç Kızlar Kilisesi (Bakireler Manastırı)
Tigran Honents Kilisesi’ne göre biraz daha aşağıda ve İpek Yolu Köprüsü’ne daha yakın bir yerde, eğimli bir arazide yer aldığı için özellikle kışın inilmesi zor bir yerdedir. Kilise 13. Yüzyılda Antik Kent’e ulaşan kervan yolunun başlangıç noktasında inşa edilmiştir. Etrafı surlarla çevrilmiş olan kilisenin kuzey istikametteki sarp kayalıklara uzanan Kervan yoluyla bağlantısını sağlamak için bir de galeri inşa edilmiştir. Galerinin önemli bir kısmı yıkılmış olsa da Kilisenin ana gövdesi ayaktadır ve cephe duvarlarındaki kabartma geometrik süslemeler görülmeye değerdir.
Rahibeler Manastırı (Kız Kalesi)
Bu manastır Türkiye Ermenistan sınırının en uç noktasındaki derin vadide, sarp kayalıklar üzerine inşa edildiği için günümüzde ulaşılması en zor eserlerden biridir. 13. Yüzyılda inşa edilen kilise ulaşılması zor bir yerde yer aldığı için günümüze kadar kısmen de olsa bütünlüğünü koruyabilmiştir.
Abughamrents (Poladoğlu) Kilisesi
Antik Kent’in Kuzeybatısında M.S. 980 yılında Prens Pahlavuni tarafından inşa ettirilmiştir. Dikkat ederseniz kilise silindirik bir yapıda sekizgen kubbeli olarak yapılmıştır ve sekizgen köşesinin her birinde bir pencere vardır. Ayrıca Kilise’de apsisi bulunmayışı bunun bir aile mezarlığı anısına anıt mezar binası olarak kullanıldığı sonucunu doğurmaktadır. Abughamrents Kilise’sindeki bir diğer ilginç detay da güney cephesi duvarında oyma tekniği ile bir güneş saatinin yapılmış olmasıdır. Bu kilisenin sonraki dönemlerde Selçuklu mimarisine örnek olduğu da söylenir.
Ebu’l Manuçehr Camii
Bu camii, planı bilinen ve günümüze kadar sağlam bir şekilde ulaşabilen en eski Selçuklu eseridir. Selçuklular Ani’yi 1064 yılında fethettikten sonra şehrin kontrolünü bir Türk beyliği olan Şeddadilere verir. Camii de 1072 yılında Şeddadiler beyi Ebu’l Manuçehr tarafından inşa edilir. Camiyle ilgili bir diğer önemli husus da Sivas Divriği Ulu Camii’nden daha önce inşa edildiği için Anadolu’daki ilk Türk camisi olmaz özelliği vardır. Camiye bitişik 99 basamaklı inşa edilen sekizgen köşeli minareyse Orta Asya Türk minare geleneğinin işaretidir. 4 odalı alt kısmı medrese olarak kullanılmıştır. Camiinin pencereleri muhteşem bir Arpaçay ve İpek Yolu Köprüsü manzarası sunar.
İpek Yolu Köprüsü
6400 km’lik İpek Yolu’nun Ermenistan Türkiye sınırındaki Arpaçay nehrinin üzerinde, Anadolu’ya ilk giriş noktasında yer almaktadır. Tarihi köprüyle ilgili ilginç bilgi M.S. 9. Yüzyılda ili katlı olarak inşa edilmiş olmasıdır. Köprünün zemin katı kervan geçişleri için, üst katı ise yaya ve asker geçişleri için kullanılmıştır. Köprünün gövdesi maalesef yıkılmış, günümüze sadece nehrin her iki yakasında kalan ayakları ulaşabilmiştir. Nehir kenarına doğru inmeden İpek Yolu Köprüsünü en güzel görebileceğiniz yer Ebu’l Menuçehr Camisinin pencereleridir.
Büyük Katedral – Fethiye Camii
Bir diğer ismi de Meryem Ana Kilisesi olan bu güzel yapı Ani’de bütünlüğünü korumayı başarmış en büyük yapılardan biridir. Yazıtlara göre Bargatlı Kralı 2. Sembat tarafından 950 yılında başlanan yapımı eşi Katranide tarafından 1010 yılında tamamlanıyor. Kilisenin mimarı aynı yüzyılda İstanbul Ayasofya Kilisesi’nin kubbesini ikinci kez inşa eden mimar Tiridat’tır. Katedral 1064 yılında Sultan Alparslan’ın Ani’yi fethinden sonra camiye çevrilmiş ve ilk fetih namazı da burada kılınmıştır. Bu nedenle de Fethiye Camii olarak da anılmaktadır.
Selçuklu Kervansarayı
Kervansaray Ani Antik Kenti’nin tam merkezinde antik ana cadde üzerinde 12. Yüzyılda inşa edilmiştir. Ancak yapılan incelemelerde Selçuklu Kervansarayın 10. Yüzyılda aynı yerde inşa edilen Arekletos Kilisesi ile birleştirilerek yapıldığı anlaşılmıştır. Taç kapısındaki orijinal Selçuklu mimarisi süslemeleri görülmeye değerdir.
Selçuklu Sarayı
Ani’nin Kuzeybatı istikametinde sarp bir kayalık üzerine inşa edilmiştir. Saray’ın Selçukluların fethinden sonra Ebu’l Menuçehr tarafından yaptırıldığı düşünülmektedir. Büyük bir salon ve etrafında odalarla inşa edilen sarayın orijinal hali 3 katlıdır ancak 3. Katı ahşap olduğu için yıkılmış ve günümüze ulaşamamıştır. Sarayın girişindeki kapıda yer alan yıldız motifler Selçuklu mimarisinin en güzel taş işçiliğini göstermektedir ve gerçekten de görülmeye değerdir. Sarayla ilgili bir diğer ilgi çekici detay da içerisinde bulunan şadırvandır.
Ebu’l Muammerab Camii
M.S. 11 yüzyılda yine Şeddadlı Beyi Ebu’l Muammeran tarafından yaptırılan bu camii Ebu’l Menuçehr Camii’ne benzemektedir. Ancak onunkinden çok daha yüksek olan minaresi Ani’yi konu alan ilk gravürlerde yüksek ve sekizgen bir kuleymiş. Ancak 20. Yüzyıl başlarında yıkılan camii ve minareden geriye sadece kalıntılar kalmıştır.
Büyük ve Küçük Hamam
Selçuklular döneminde 11. yüzyılda yapılan küçük ve büyük hamamların eyvan, halvet ve yıkanma yerleri yapılan kazılar sonucu ortaya çıkarılmıştır. Günümüze sadece kalıntıları ulaşmış olsa da özellikle yıkanma yerlerinde ortaya çıkarılan ve Selçuklu mimari üslubuyla yapılan mukarnas ve nişler görülmeye değerdir.
İç Kale
İç Kale Ani’nin güneybatısında, Ebu’l Menuçehr Camisini geçtiken sonra, yüksekçe bir tepe üzerinde M.S. 4. Yüzyılda Kafkasları aşıp buraya gelen Bulgar-Valantur boyunun Karsak oymağı tarafından yapılmıştır. Karsaklar aynı zamanda Kars’a ismini veren topluluktur. Ermenice Midjnaberd diye adlandırılan İç Kale aslında bir komplekstir ve içerisinde saray, kilise ve mozoleler yer almaktadır. Ancak günümüze sadece tapınak ve saray kalıntıları ulaşabilmiştir.
Bostanlar Deresi Mağaraları
Bostanlar deresi Ani’nin batısında (Surlardaki ana kapıdan girdikten sonra sağ tarafta) ve dar bir vadi içerisinde yer alıyor. Mağaralar da bu vadi içerisindeki volkanik tüf tabakasından yapılmıştır. Görünümüyle Hasankeyf’teki mağaraları andıran Bostanlar Deresi mağaraları bu bölgedeki yerleşimin eski Tunç çağından beri devam ettiğini göstermektedir. Mağaralar içerisinde kuş evleri ve hayvan barınakları da dikkat çekmektedir.
Ani Antik Kenti Kuş Evleri
Ani’de Bostanlar deresi civarlarındaki kayalarda görülen kuş evlerinin temiz ve düzgün dikdörtgen şeklinde yapılmış olması gerçekten de ilginçtir. Bu kuş evleri ayrıca bu bölgede kuşlarla haberleşmenin gerçekleştirildiği fikrini de akıllara getirmektedir.
Ani Kaya Kilisesi
Ani Antik Kenti’ndeki Kaya kilisesi de yine Bostanlar deresindeki vadide, volkanik bir tüf tabakasının oluşturduğu bir kayaya yapılmıştır. İçerisindeki sütun ve kemeler kilisenin 9. Yüzyıl sonunda yapıldığını göstermektedir.
Ateşgede Tapınağı
Kitabesi olmadığı için 4. Yüzyılda inşa edildiği düşünülen yapı Ani Antik Kenti’ndeki en eski yapıdır. Birinci Dünya Savaşı’ndan önce 1909 yılında Nikolai Marr’ın kazıları sonucu ortaya çıkarılan eserin bir Zerdüşt Tapınağı ya da Hristiyanlığın ilk dönemine ait bir eser olabileceği ihtimali üzerinde durulmuştur. Üst kısmı yıkılmış olan yapının 4 büyük sütununun arasına 12. Yüzyılda tetrakonchos (dört yapraklı yonca) planlı bir şapel eklenmiştir. Surların kapısından girdikten sonra dümdüz ilerlerseniz tapınağın günümüze ulaşan 4 sütununu görebilirsiniz.
Horomos Kilisesi
Horomos Kilisesi Ani Antik Kenti’nin tam olarak içinde değil, 6 km uzağında bulunan Koşevenk ören yerinde yer almaktadır. 10. Yüzyılda Bargatlı Kralı Abas tarafından yaptırılan kilise, Kars bölgesinde Orta Çağ döneminde yapılmış ve çan kulesi günümüze kadar sağlam ulaşabilmiş olan tek kilisedir.